Fıtrî ve aklî delillerden başka, naklî deliller de vardır. Bunlar, nesillerin Allah Teâlâ'nın kitap ve resullerinden çeşitli zaman ve mekanlarda, bir tek olan Allah'a (c.c.) imana, ortağı bulunmadığına, ibadetin yalnız O'na mahsus olduğuna ve Allah'ın, haklarında hiçbir delil indirmeksizin O'na şirk koşan kavimlerin inkarı hususunda edilen rivayetlerdir.
Yeryüzünün hidayeti için gökten indirilen, korunmuş (mahfuz) ilahî bir belge olan Kur'an bize; tevhid akidesiyle gönderilen bütün peygamberlerden haber vermektedir. Bu, Allah ile birlikte başkalarına ibadet ederek şirk koşanlara karşı onların ne aklî ne de naklî bir delillerinin olmadığının kanıtıdır. Gelin,
Enbiya suresinin şu ayetlerine kulak verelim,Kur'an'ın onları nasıl azarladığını, nasıl meydan okuduğunu görelim: "Yeryüzünde edindikleri tanrılar mı ölüleri diriltecekler? Eğer yer ve gökte Allah'tan başka tanrı olsaydı, ikisi de fesada uğrardı. Yoksa, O'nu bırakıp tanrılar mı edindiler? De ki: 'Kesin delilinizi getirin. İşte benim ve ümmetimin Kitabı ve benden öncekilerin kitabı.' Hayır, onların çoğu gerçeği bilmez de yüz çevirirler. Ey Muhammedi Senden önce gönderdiğimiz her peygambere; 'Benden başka tanrı yoktur. Bana kulluk edin' diye vahy etmişizdir." (Enbiya, 21-25.)
Ahkaf sûresinde ise; idraklarına nakli bir delille karşılık vermektedir: "Eğer doğru sözlü iseniz, size indirilmiş bir kitap ve intikal etmiş bir bilgi kırıntısı varsa; bana getirin." (Ahkaf, 4.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder