Napolyon ve arkadaşları Allah'ın varlığı hakkında tartışmaya başlıyorlar. Allah var mı yok mu diye aralarında oylama yapıyorlar. Yok diyenler çoğunlukta ve Napolyon oylamanın ardından soruyor: "Bu yıldızları kim çaktı oraya." ve hiçbiri cevap veremiyor...
Dine pek inanmayan sabun imalatçısı, bir din adamına:
-Sizin anlattığıız dinin dünyaya iyilik getirdiği görülmüyor.Dünya aradan geçen bunca yüzyıla rağmen hala kötü insanlarla dolu... demiş.
... ... O sırada çamur içinde oynayan küçük bir çocuğun önünden geçiyorlardı.
Din adamı dedi ki:
-Sabunun da dünyaya pek fazla temizlik getirmediği anlaşılıyor.Zira dünyada hala pek çok pislik, pek çok
pis insan var.
Sabuncu itiraz eder:
-Ama sabun kullanıldığı zaman faydalıdır.
Din adamı:
-Evet din de öyle.Uygulanırsa ve yaşanırsa dünyaya iyilik getirir...
Felsefeci bir öğretmen, övüne övüne yeni buluşları anlatıyordu. Edison'dan başlayarak, Galileo'yu ve yer çekimini bulan Newton'u anlatıyordu. Bu arada, sanatı bulandan çok, o sanatı yapan sanatkardan bahsedilmesini isteyen bir talebe sorar:
- Hocam, Newton yer çekimini bulmadan önce biz nasıl düşmeden yaşıyorduk?
Öğretmen şaşırır:
- Newton yer çekimini bulmadan önce de yer çekimi vardı oğlum.
- Peki, o zaman kim koymuş o yer çekimini? O yer çekimi çok muazzam bir şey ki,bulmak bile kişiye ün kazandırmış. Peki, o yer çekimini koyana hiçbir şey kazandırmamış mı?
- Çocuklar, vakit bitiyor, konuyu değiştiriyoruz.
Elbette... Konuyu değiştireceksin, işine gelmedi değil mi? İşine gelse idi, (Allah'a) inanman lazımdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder