Davet ancak Kur’an-i Kerim ve Efendimiz (s.a.v.) in sünnetine tam vakıf olmak, helalı haramdan ayırd edebilme kabiliyetiyle tamamlanmaktadır.“ Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler” ( Al-i İmran, 164)
Davetin Kur’an’ ın merkez alınmasına bağlı olduğunu beyan eden Rabbimiz“Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver.” (Kaf, 45),”Biz Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet ayırdık ve onu peyderpey indirdik.”(İsra.106), “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor.”(Ankebüt, 45) buyurarak bu durumdan bizleri haberdar etmiştir.
Nebevi Sünnette Temsil ve Tebliğ:
"Sizden kim bir münkeri görürse onu eliyle değiştirsin. Yapamazsa diliyle, yine yapamazsa kalbiyle buğz etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir."(Müslim)
"Ben bir ayeti okuduğum zaman onu tebliğ edin..”(Buhari)
“Dikkat edin size tebliğ ettim mi? Allah’ım şahit ol.”(Buhari)
Allah’a davet eden ve ben müslümanım diyenden kim daha güzel sözlü olabilir.’’(FUSİLET 33) Ayetinin Hayat Kitabımız Kur'an'da bizden istenildiği gibi Yalnızca Allah'a Davet edenler olmamız temennisi ile Allah'a ısmarladık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder