1.Kur’an-ı Kerim Arapça olarak indirilmiş ve bu güne kadar herhangi bir tahrifata uğratılmadan gelmiştir.
2.Diğer ilahi kitaplar toptan bir seferde indirilmişken, Kur’an-ı Kerim zamanın akışına ve olaylara göre indirilmiştir.
3.Hz. Muhammed (s.a.v.)’in peygamber olduğunun en büyük alameti ve O’nun en büyük mucizesidir.
4.Kur’an-ı Kerim, ezberlenmesi kolay, hem mana hem de söz yönüyle eşsiz bir kelamdır.
Kur’an-ı Kerim kendisinden sonra hiçbir ilahi kitabın gelmeyeceği bir kitaptır. İndirildiği günden kıyamete kadar gelecek olan bütün insanların ihtiyaçlarına cevap olacak konuları içeren ilahi bir kitaptır. Bu konuları şöyle zikredebiliriz.
İtikad: Başta Allah'a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler, Kur'an'ın kapsadığı konuların başında gelir. Kur’an-ı Kerim birçok ayetinde iman konuları anlatılır. Nitekim Yüce Rabbimizin bizlerden istediği ilk şey imandır. İman ise şirke bulaştırılmadan, tevhid inancı benimsenerek Tek olan Allah’a iman etmekle başlar. Peygamberlere, meleklere, kitaplara, ahirete, kaza ve kadere iman diğer imanı konulardır. Yüce Rabbimiz iman konularını çeşitli ayetlerde bizlere bildirmiştir.
İbadetler: Kur'an'da Müslümanların yapmakla yükümlü bulundukları namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetlere dair âyetler vardır.
Muâmelât: Kur'an bir toplumun devamını sağlayan ve toplum fertlerinin aralarındaki ilişkileri düzenleyen birtakım hükümleri kapsar.
Ukubat: Toplumun düzenini bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak edecekleri için Kur'an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadır.
Ahlâk: Kur'an, kişilerin dünya ve âhiret mutluluğunun sağlamasına yardımcı olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, merhamet, sevgi... gibi ahlâkî hükümleri de kapsamına almaktadır.
Nasihat ve Tavsiyeler: İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, nefislerine esir düşmemelerini, dünyayı âhirete tercih etmemelerini, dünyada imtihana çekildiklerini hatırlatan, çeşitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur'an'ın içerdiği konular arasındadır.
Va‘d ve Vaîd: Allah'ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükâfatlandırılacaklarına, buyruklarını terkedip yasaklarını çiğneyenlerin cehennemle cezalandırılacaklarına dair Kur'an'da pek çok âyet bulunmaktadır.
İlmî Gerçekler: Kur'an, insanlığa gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat kanunlarının ilham kaynağını teşkil eden âyetleri de kapsamaktadır.
Kıssalar: Kur'ân-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatından da söz eder. Ancak bunları bir tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslûp ile anlatır.
Dualar: İnsan yapacağı işlerde sürekli Allah'ın yardımına muhtaç olduğu için Kur'an'da çeşitli dualar da yer almıştır.
Yukarıda saymış olduğumuz bir çok ayetten ve hadislerden çıkan sonuçları maddeler halinde şöyle değerlendirebiliriz.
-Kur’an-ı Kerim, Rabbimiz tarafından bizlere gönderilen en son ilahi mesajdır ve son kutsal kitap olduğuna dair hiçbir şüphemiz olmamalıdır.
-Kur’an-ı Kerim, Allah-u Teala’nın kullarına duyduğu merhametin tecellisidir, Peygamber Efendimizin en büyük mucizesidir ve Peygamberliğinin en büyük ispatıdır.
-Kur’an-ı Kerim, melekler, peygamberler ve diğer itikadi hususlardaki en doğru bilgileri bizlere aktarmaktadır, kişiye dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını göstermektedir. Kur’an-ı Kerim, kişiye nasıl duada bulunacağını öğretmektedir.
-Kur’an-ı Kerim indirilmeye başladığı günden önceki milletlerden haber vermektedir ve taklit edilemez kutsal bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim, kendinden önce gelmiş ve bozulmuş olan kutsal kitaplar ve onların içinde yer alan hükümlerin er doğrularından bahsederek diğer dinler arasında bulunan ihtilafları da çözücü bir mahiyete sahiptir. Edebi üslubu çağlar öncesinden çağlar ötesine hitap etmekte, teknolojik gelişmeler hep kendi söylemleri paralelinde gelişmektedir.
-Kur’an-ı Kerim insanlar için en güzel öğütleri sunmaktadır. Nasıl bir iman? Nasıl bir ibadet? Nasıl bir ahlak? Sorularına karşı en güzel cevapların bulunacağı son ilahi mesajdır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim, toplum içerisinde insanların yapması gereken bir takım ilkeleri kapsamaktadır.
-Kur’an-ı Kerim, tabiat kanunlarıyla ilgili vermiş olduğu bilgiler bütün ilim adamlarına bir yol gösterici olmuştur. Sadece yaratılanlar hakkında değil Yaratan hakkında da en doğru bilgileri sunmakta, yaratılanların düşünülmesi istenmekte, Yüce Allah’ın kudret ve büyüklüğü düşünülmeye teşvik etmektedir.
-Kur’an-ı Kerim, okuyana şifa veren, gönüllere huzur sağlayan bir kitaptır. Hiç mana bilmeyen insanları dahi o eşsiz üslubu ile etkilemektedir. Bu sebeple okunduğu zaman teskin edici çok büyük bir özelliği vardır.
-Kur’an-ı Kerim, kolayca ezberlenen ve bu özelliği hiçbir kitaba nasip olmamıştır. 23 yılda tedrici olarak parça parça indirildiği halde, bütününe bakıldığı zaman eşsiz bir uyuma sahiptir.
-Kur’an-ı Kerim, hafızlık müessesi ile sahabe döneminde başlayan ve günümüze kadar devam eden bir süreçle zihinlerde korunma altına alınmıştır. Tekrar tekrar okunmasına rağmen, ne okuyana nede dinlene bıkkınlık vermeyen bir kitaptır.
-Kur’an-ı Kerim, indirilmeye başlandığından beri 15 asır geçmesine rağmen canlılığını, diriliğini, güzelliğini ve insanlara hidayet rehberi olmayı devam ettirmektedir. Gaybi bilgileri bize sunmakta metafizik alanında en önemli ve en değerli bilgileri bizlerin zihinlerine aktarmaktadır
Kur’an-ı Kerim kendisinden başka ilahi kitap kabul edilmeyecek son ilahi kitaptır. Sevgili Peygamberimize indirildiği aslına uygun günümüze kadar muhafaza edilmiştir. İçinde bulunan ayetler asla yanlış aktarılmamıştır. Hafızların ezberlemesiyle korunmuş dilden dile, gönülden gönüle aktarılarak günümüze gelmiştir.
"Vallahi, senin hidayetinle (hidayete vesile olmanla) bir tek kişiye hidayet verilmesi, senin için kıymetli develerden müteşekkil sürülerden daha hayırlıdır."(S. Buhâri, Ashabu'n-Nebî: 9; Müslim, Fedâilu'l-Ashâb: 34; Ebû Dâvud, İlim: 10.)
6 Nisan 2015 Pazartesi
Kur'an-ı Kerim
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecekti (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 993 )
İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn
"Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim'i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz"
Kur'an-ı Kerim İslam’ın kutsal kitabıdır. Arapça bir sözcük olan “kuran”, okumak, ezbere okumak, bir araya getirmek anlamına gelir. Arapça olan ve 114 surede toplanmış 6200’ün üstünde ayetten oluşan Kur'an, Hz. Muhammed’e peygamberliğin verildiği 610’dan 632’deki ölümüne kadar parça parça indirilmiştir.
Yaratan Allah (c.c.) yaratmış olduğu bütün kullarını dünyada başıboş bırakmamış, onların dünyada huzurlu ve ahirette kendilerinin memnun olacağı emirler ve yasaklar indirmiştir. İnsanların mutlu olacağı hükümler ise ya bir ilahi bir kitap yada sahife aracılığıyla insanlara bildirilmiştir. İlk peygamber Hz. Adem'le başlayan ve en son gönderilen peygamber olan Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) ile son bulan Peygamberlerin her biri Yüce Allah'tan almış oldukları bu kitap veya sahifelerde bulunan emir ve yasakları ümmetlerine aktarmışlar ve oların indirilenleri daha iyi anlamaları için kendileri de ümmetlerine örnek olmuşlardır.
Yüce Allah’ın insanlara indirmiş olduğu en son ilahi kitap ise Kur’an-ı Kerim’dir. Sözlükte "toplamak, okumak, bir araya getirmek" anlamına gelen Kur'an terim olarak şöyle tarif edilir: "Hz. Peygamber'e indirilen, Mushaflarda yazılı, Peygamberimizden bize kadar tevâtür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten âciz kaldığı ilâhî kelâmdır" Bu tarifte bazı hususlar göze çarpmaktadır: "Peygambere indirilen" derken Hz. Muhammed kastedilmektedir. "Tevâtür yoluyla nakledilmiş olan" derken, her devirde yalan üzerine birleşmelerini aklın imkânsız gördüğü bir topluluk tarafından nakledildiği ve nesilden nesile böyle geçtiği için onun, Allah'a ait oluşunun kesinliği ifade edilmektedir. "Okunmasıyla ibadet edilen" derken de, okumanın ibadet olduğuna, namaz ibadetinde vahyedilen metnin okunması gerektiğine ve Kur'an tercümelerinin namazda okunmasının câiz ve geçerli olmadığına işaret edilmektedir.
Kuran-ı Kerim kendisine uyulduğu zaman uyanı hidayete götüren ve kendisinde hiç şüphe bulunmayan ilahi bir kitaptır. Yüce Rabbimiz Bakara süresinin ilk ayetlerinde bu hususu şöyle ifade etmektedir.
الم ذَلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ
“Elif Lam Mim. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.” Başka bir ayette ise Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerimi insanları karanlıktan aydınlığa çıkartmak için gönderdiğini zikretmektedir.
هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَإِنَّ اللَّهَ بِكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
“O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.” Ayrıca Kur’an-ı Kerim İslam Dininin ilk kaynağıdır. Herhangi bir konuda İslam Dini açısından hüküm verilirken ilk müracaat edilecek kaynak Kur’an’dır.
Kur’anı Kerimin indirilişi bir rahmet ve şefkat tecellisidir. Ayet-i kerimelerde Yüce Rabbimiz (c.c.) şöyle buyurmaktadır.
الَر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
“Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
“Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.”
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَاراً
“Biz Kur’an’dan, mü’minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama Kur’an, zalimlere ziyan artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz”
كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِّيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
“Bu Kur’an çok mübârek bir kitapdır. Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve aklı selim sahipleri öğüt alsınlar”
Nasıl ki, Kur’an-ı Kerim bizi kendisine yönlendiriyor ise Efendimizde bizi Kur’an-ı Kerime yönlendirmektedir.
اقْرَؤُا القُرْآنَ فإِنَّهُ يَأْتي يَوْم القيامةِ شَفِيعاً لأصْحابِهِ
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecekti.”
منْ قرأَ حرْفاً مِنْ كتاب اللَّهِ فلَهُ حسنَةٌ ، والحسنَةُ بِعشرِ أَمثَالِهَا لا أَقول : الم حَرفٌ ، وَلكِن : أَلِفٌ حرْفٌ، ولامٌ حرْفٌ ، ومِيَمٌ حرْفٌ “Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
إنَّ الَّذي لَيس في جَوْفِهِ شَيْءٌ مِنَ القُرآنِ كالبيتِ الخَرِبِ
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.”
“Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah’ın kendisine Kur’an verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz O’nun yolunda harcayan kimse.”
“Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.”
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.”
İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn
"Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim'i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz"
Kur'an-ı Kerim İslam’ın kutsal kitabıdır. Arapça bir sözcük olan “kuran”, okumak, ezbere okumak, bir araya getirmek anlamına gelir. Arapça olan ve 114 surede toplanmış 6200’ün üstünde ayetten oluşan Kur'an, Hz. Muhammed’e peygamberliğin verildiği 610’dan 632’deki ölümüne kadar parça parça indirilmiştir.
Yaratan Allah (c.c.) yaratmış olduğu bütün kullarını dünyada başıboş bırakmamış, onların dünyada huzurlu ve ahirette kendilerinin memnun olacağı emirler ve yasaklar indirmiştir. İnsanların mutlu olacağı hükümler ise ya bir ilahi bir kitap yada sahife aracılığıyla insanlara bildirilmiştir. İlk peygamber Hz. Adem'le başlayan ve en son gönderilen peygamber olan Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) ile son bulan Peygamberlerin her biri Yüce Allah'tan almış oldukları bu kitap veya sahifelerde bulunan emir ve yasakları ümmetlerine aktarmışlar ve oların indirilenleri daha iyi anlamaları için kendileri de ümmetlerine örnek olmuşlardır.
Yüce Allah’ın insanlara indirmiş olduğu en son ilahi kitap ise Kur’an-ı Kerim’dir. Sözlükte "toplamak, okumak, bir araya getirmek" anlamına gelen Kur'an terim olarak şöyle tarif edilir: "Hz. Peygamber'e indirilen, Mushaflarda yazılı, Peygamberimizden bize kadar tevâtür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten âciz kaldığı ilâhî kelâmdır" Bu tarifte bazı hususlar göze çarpmaktadır: "Peygambere indirilen" derken Hz. Muhammed kastedilmektedir. "Tevâtür yoluyla nakledilmiş olan" derken, her devirde yalan üzerine birleşmelerini aklın imkânsız gördüğü bir topluluk tarafından nakledildiği ve nesilden nesile böyle geçtiği için onun, Allah'a ait oluşunun kesinliği ifade edilmektedir. "Okunmasıyla ibadet edilen" derken de, okumanın ibadet olduğuna, namaz ibadetinde vahyedilen metnin okunması gerektiğine ve Kur'an tercümelerinin namazda okunmasının câiz ve geçerli olmadığına işaret edilmektedir.
Kuran-ı Kerim kendisine uyulduğu zaman uyanı hidayete götüren ve kendisinde hiç şüphe bulunmayan ilahi bir kitaptır. Yüce Rabbimiz Bakara süresinin ilk ayetlerinde bu hususu şöyle ifade etmektedir.
الم ذَلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ
“Elif Lam Mim. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.” Başka bir ayette ise Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerimi insanları karanlıktan aydınlığa çıkartmak için gönderdiğini zikretmektedir.
هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَإِنَّ اللَّهَ بِكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
“O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.” Ayrıca Kur’an-ı Kerim İslam Dininin ilk kaynağıdır. Herhangi bir konuda İslam Dini açısından hüküm verilirken ilk müracaat edilecek kaynak Kur’an’dır.
Kur’anı Kerimin indirilişi bir rahmet ve şefkat tecellisidir. Ayet-i kerimelerde Yüce Rabbimiz (c.c.) şöyle buyurmaktadır.
الَر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
“Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
“Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.”
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَاراً
“Biz Kur’an’dan, mü’minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama Kur’an, zalimlere ziyan artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz”
كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِّيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
“Bu Kur’an çok mübârek bir kitapdır. Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve aklı selim sahipleri öğüt alsınlar”
Nasıl ki, Kur’an-ı Kerim bizi kendisine yönlendiriyor ise Efendimizde bizi Kur’an-ı Kerime yönlendirmektedir.
اقْرَؤُا القُرْآنَ فإِنَّهُ يَأْتي يَوْم القيامةِ شَفِيعاً لأصْحابِهِ
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecekti.”
منْ قرأَ حرْفاً مِنْ كتاب اللَّهِ فلَهُ حسنَةٌ ، والحسنَةُ بِعشرِ أَمثَالِهَا لا أَقول : الم حَرفٌ ، وَلكِن : أَلِفٌ حرْفٌ، ولامٌ حرْفٌ ، ومِيَمٌ حرْفٌ “Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
إنَّ الَّذي لَيس في جَوْفِهِ شَيْءٌ مِنَ القُرآنِ كالبيتِ الخَرِبِ
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.”
“Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah’ın kendisine Kur’an verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz O’nun yolunda harcayan kimse.”
“Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.”
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.”
2 Nisan 2015 Perşembe
İslam Gençliğine Hitabe
Ey islam gençliği;
Birinci vazifen ÜMMETİN istikbalini ve MÜCADELE ruhunu ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Varlığını idame ettirebilmenin yegane temeli İLAH-İ KELİMETTULLAH olup bu sana ruhlar aleminden bu yana bahşedilen en buyuk hazinendir.
Ahir zamanda dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek Tağuti ve Mustekbir güçler olacaktır.
Bir gün ŞERİAT-I GARRAYI AHMEDİYE yi mudafaa mecburiyetine duşersen içinde bulunduğun bozuk düzenin şeytani oluşum ve dayatmaları dahi seni yıldırmamalı.
Yaşamış olduğun asır, zalim ve despot guçler tarafından kuşatılmış olabilir.
İslama ve vahyin öğretisine kast etmek isteyen Amerika, İsrail ve onun uşaklığını yapan Firavni rejimlerin yardakçıları, dünya üzerinde emsali görülmemiş bir gücün mumessili olabilirler.
Nifak ve zulüm ile ümmetin bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün kutsal mabetlerine kirli eller uzatılmış,Tevhit davasının icra edildiği Muhammedi mektepler kapatılmış , Ezan_ı Şerifler susturulmuş olabilir hatta ümmetin bütün coğrafyası işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu yasanan zulüm den daha acı ,daha can yakıcı bir duruma da düşebilirsin. Seninle aynı pınardan beslenmiş, aynı boyanın rengine bürünenler dahi bir gün RAHMANİ mesaja gözlerini kapayabilir ,nefsinin kölesi olabilir hatta ve hatta ümmetten aldığı emaneti,namusu başkasına peşkeş çekme bedbahtlığında da bulunabilirler.
EY İSLAMIN YİĞİT MUCAHİDLERİ , EY NURLU KERVANIN MÜDAVİMLERİ Firavni ve despot rejimlerin size eziyetten başka zarar veremeyecekleri tüm bu ahval ve şerait içinde dahi sana duşen; anaların gözyaşları ve şehidlerin kanı üzerine saltanat kuran bu zalimlere karsı İbrahimi kıyamlarda bulunman ve SIRAT-I MUSTAKİM üzere yılmadan yıkılmadan durmak olacaktır.
BİLİNİZ Kİ ŞEHADET BİR ÖDÜLDÜR VE LAYIK OLANA VERİLİR ..
Birinci vazifen ÜMMETİN istikbalini ve MÜCADELE ruhunu ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Varlığını idame ettirebilmenin yegane temeli İLAH-İ KELİMETTULLAH olup bu sana ruhlar aleminden bu yana bahşedilen en buyuk hazinendir.
Ahir zamanda dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek Tağuti ve Mustekbir güçler olacaktır.
Bir gün ŞERİAT-I GARRAYI AHMEDİYE yi mudafaa mecburiyetine duşersen içinde bulunduğun bozuk düzenin şeytani oluşum ve dayatmaları dahi seni yıldırmamalı.
Yaşamış olduğun asır, zalim ve despot guçler tarafından kuşatılmış olabilir.
İslama ve vahyin öğretisine kast etmek isteyen Amerika, İsrail ve onun uşaklığını yapan Firavni rejimlerin yardakçıları, dünya üzerinde emsali görülmemiş bir gücün mumessili olabilirler.
Nifak ve zulüm ile ümmetin bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün kutsal mabetlerine kirli eller uzatılmış,Tevhit davasının icra edildiği Muhammedi mektepler kapatılmış , Ezan_ı Şerifler susturulmuş olabilir hatta ümmetin bütün coğrafyası işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu yasanan zulüm den daha acı ,daha can yakıcı bir duruma da düşebilirsin. Seninle aynı pınardan beslenmiş, aynı boyanın rengine bürünenler dahi bir gün RAHMANİ mesaja gözlerini kapayabilir ,nefsinin kölesi olabilir hatta ve hatta ümmetten aldığı emaneti,namusu başkasına peşkeş çekme bedbahtlığında da bulunabilirler.
EY İSLAMIN YİĞİT MUCAHİDLERİ , EY NURLU KERVANIN MÜDAVİMLERİ Firavni ve despot rejimlerin size eziyetten başka zarar veremeyecekleri tüm bu ahval ve şerait içinde dahi sana duşen; anaların gözyaşları ve şehidlerin kanı üzerine saltanat kuran bu zalimlere karsı İbrahimi kıyamlarda bulunman ve SIRAT-I MUSTAKİM üzere yılmadan yıkılmadan durmak olacaktır.
BİLİNİZ Kİ ŞEHADET BİR ÖDÜLDÜR VE LAYIK OLANA VERİLİR ..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)